Tarihi Tartışmalar ve İçinde Gizlenen Gerçekler
Bazı tarih tartışmaları seviyeli ve zevk vericidir. İster ilerici olun, ister muhafazakâr, gerçekleri belgelerle, tanıklıklarla ortaya koyarsınız. Elinizdeki bilgiler, sadece seçtiğiniz olayların bir kısmını açıklayabilir. Karşı tarafın bakış açısı da aynı şekildedir. Ancak, tüm süreçleri, neden-sonuç ilişkilerini bilimsel olarak anlatarak sonunda haklı çıkar ve ikna edersiniz.
1970’lerde bazı sol görüşlüler, Kurtuluş Savaşı’nı “Yunanlıların saldırısı altında bir oyun, senaryo” olarak kabul etmiş, Atatürk’ü bile İngiliz işbirlikçisi olarak nitelendirmişlerdir. Onlara göre, savaşta ölenlerin sayısı diğer ülkelerin savaşlarına göre oldukça azdı ve İngilizler, istedikleri takdirde Türkleri ezip geçebilirdi. Bu teoriyi destekleyenler, cahil kişiler değil, sosyalizm kitaplarını devirmiş gençlerdi. Tarihi tahrif eden iddiaların da destekçileri mevcuttu.
Mantık Her Zaman Önemli
Bir tarih yorumu yaparken sadece ithamlara dayanmak yeterli değildir. Mantıklı bir şekilde bağlantılar kurulması gerekmektedir. Aksi takdirde, hem inandırıcılık kaybolur hem de komik duruma düşmek kaçınılmaz olur.
Geçmişe dönüp bakıldığında, Osmanlı’ya başkaldıran ilk milletin Sırplar olduğu görülmektedir. 1806 yılında Kara Yorgi liderliğinde isyan etmişler, 1878 Berlin Anlaşması’yla bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Bu süreçte, Osmanlı Kıbrıs’ı İngiltere’ye kiralamıştır. İlk bağımsızlık ilan eden Yunanlılar ise Filiki Eterya adlı örgütün öncülüğünde 1821’de Mora yarımadasında isyan başlatmış ve Helen Cumhuriyeti’ni kurmuşlardır. Osmanlı’nın Makedonya’daki durumu da Osmanlı’nın toprak kayıplarını hızlandırmıştır.
Jön Türkler ve Tarih Sahnesine Çıkışları
Jön Türkler, tarih sahnesinde kendilerine yer bulduklarında Yunanistan kuruluşunun 60. yılını kutluyordu. Bulgaristan ayaklanması sırasında Cemal Paşa bile 4 yaşındaydı. Acaba, Milli Eğitim Bakanı’nın kastettiği İttihat ve Terakki öncülerinin zamanı mıydı? Ancak, bu da tutarsızlıkla karşılaşıyor. Genç Osmanlıları andığında, Türkiye’de Namık Kemal ve diğer aydınların liderliğindeki cemiyet 1867’de kurulmuştu. Yani, Sırp ve Yunan başkaldırılarından sonra…
İsyana Karşı Tahtın Durumu
İsyanlar patlak verdiğinde Osmanlı tahtında II. Mahmut oturuyordu. O dönemde Genç Osmanlılar ne istedi? Devletin gerilemesine, toprak kayıplarına bir çözüm bulmak için idari bir sistem oluşturulmasını istediler. Bu durum, Meclis ve saltanat arasında bir denge oluşturmayı gerektiriyordu. Devletin otoritesi anayasal bir sisteme dayandırılmalıydı. Birinci Meşrutiyet bu süreci başlattı ve Osmanlı’da demokratik devrimlerin temellerini attı.
Sonrasında, İttihat ve Terakki bu demokratik gelişmeleri ileriye taşımıştır. İttihatçılar Türk milliyetçileri değil, Osmanlı vatanseverleriydi. II. Meşrutiyet, Osmanlı’nın toprak kayıplarına tepkiyle gelişmiştir. İttihatçılar, II. Abdülhamit’i tahttan indirerek Türk milletine özgüven kazandırmış ve Cumhuriyetin altyapısını oluşturmuşlardır.
Talat Paşa’nın Mirası
İttihat ve Terakki liderlerinden Talat Paşa, Almanya’da bir suikast sonucu hayatını kaybederken cebinde bir kuruş bile yoktu. Aldığı hediyeleri satıp elde ettiği parayı, yurt dışındaki Kurtuluş Savaşı propagandası için kullanmıştı. İttihatçılık, vatanseverlik ve fedakarlık anlamına gelir. Cemal Kuntay’ın Talat Paşa için yazdığı şiir ise onun mücadelesini anlatmaktadır.
Osman Erbil