Türkiye’de kredi kartları kullanımı son yıllarda gittikçe artmış durumda. Cebimizdeki 8,6 cm’ye 5,4 cm’lik plastik kartlar hayatımızın merkezinde yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kredi kartlarına taksitli işlem yapılması konusunu gündeme getirmiş ve “Dünyada sadece bizde var. Bu iyi bir şey değil.” demişti.
Kredi kartı kullanımının artmasının enflasyonu tetikleyen etmenlerden olduğu belirtilmişti. Peki bu durum gerçekten böyle mi?
Enflasyon, özünde piyasadaki paranın çoğalmasıdır.
Enflasyonun şimdi yapacağım tanımını anlamak biraz kafa karıştırıcı olabilir, o yüzden lütfen bütün dikkatinizi verin: Her şeyin fiyatının artmasına enflasyon denir.
Bu aşırı teknik analizden sonra enflasyonun kendi başına kötü bir şey olmadığının farkına varmamız gerekiyor. Halkın alım gücü etkilenmiyor olsaydı enflasyon kimsenin umrunda olmazdı.
Bugün 100 lira alırken 90 liraya geçiniyorsanız, yarın 110 lira alırken de 99 liraya geçiniyorsanız bu durumda enflasyona çok da üzülmezsiniz. Kâğıt üzerinde aylık %10 enflasyon var ama alım gücü de aynı oranda artıyor. Öncelikle bu bilgileri bir cebimize koyalım, ileride soracağım bunları.
Şimdi daha çok maaş ödeniyorsa, piyasada daha çok para varsa paranın değeri düşüyor. Böylece enflasyon ortaya çıkıyor. Kredi kartı kullanımı, ister inanın ister inanmayın paranın bir kısmını sanallaştırıyor.
İşlemler kredi kartı ile yapıldığında, zaten hiç var olmamış paralar bazı bilgisayarlardan başka bazı bilgisayarlara gidiyor. Bankalararası Kart Merkezi’nin sitesine bakalım, “Kredi kartı ile yapılan alışverişlerin enflasyonu düşürücü bir etkisi vardır. Para arzındaki artış aynı dönemde enflasyonu 0,13 oranında artırırken, kredi kartı harcamaları aynı dönem enflasyonu 0,13 oranında düşürür.” deniyor.
Koskoca Bakan bizi kandırdı mı? Hayır.
Hayır. Kredi kartları iki ucu keskin bıçaktır. Kredi kartı kullanım bedelleri ve komisyonları yüzünden de bir enflasyon olur. Bir AVM’den değil de bir semt çarşısından alışverişe çıktığınızda bu durumu aslında daha net görürsünüz.
Üç giyilmede şeffaflaşan, 5’li satılan çorapların üstünde sarı kartonda “Nakit 50, Kartta 55” yazıyor ya, hah işte o aradaki 5 lira bizim çoraptaki %10 enflasyonumuz aslında ve tamamen ödeme şeklimize bağlı olarak hem var hem yok. Schrodinger’in enflasyonu, biz ödeme yapana kadar var mı yok mu belli değil.
İkinci unsur ise taksitlerdeki vade farkı. Diyelim ki yılbaşı hediyesi olarak annemize airfryer aldık çünkü anneler her şeyin en iyisini hak eder. Gittik şu içerikten bir airfryer seçtik. (Böyle de kendi sitemizde yazdığımız yazıdan kendi yazımıza reklam alırım.)
Şimdi örnek model gösterip kimseyi de zapturapt altına almak istemiyorum, diyelim ki bir model seçtim ve bu modelin fiyatı 5000 TL. Taksitte vade farkı ödemiyorsam çok da sorun değil ancak vade farkı varsa ve toplamda 5800 TL ödeyeceksem aslında cihaz için yaptığım ödeme arttı, üç aylık bazda bakınca %18 enflasyon yaratmış oldu.
Öte yandan akademik çalışmalara baktığımızda Türkiye’de kredi kullanımı arttıkça da enflasyon artıyor çünkü piyasadaki para arttıkça ne oluyordu? Paranın değeri düşüyordu, evet. (Sorucam bunları dememiş miydim?)
Kredi kartlarımızın uzun taksit vadeleri ve anlık alım gücümüzün ötesinde harcama yapmaya izin vermesi nedeniyle para arzı kısmen de olsa artmış oluyor zira şirketlerin tek düzen hesap planında alacakları gözükür.
Tamam da kredi kartları hiç mi kullanılmamalı?
Asgari ücret 17 bin 2 lira olarak açıklandı. 9000 lira kira veren bir vatandaş olduğumuzu varsayalım. Yemek yedik, fatura ödedik derken bir şey alamaz hâle geliyoruz.
Bu yüzden de gidip bir şeyleri kredi kartına taksitle aldığımızda aslında kredi oranlarına kıyasla daha ucuza kredi kullanmış oluyoruz. Bu da bizim alım yapabilmemizi sağlıyor.
Biz bir şey alıyorsak bunu birinin bize satmış olması gerekiyor. Böylece ekonomik döngü devam etmiş, çarklar dönmüş oluyor.
Görüldüğü gibi kredi kartı kullanımı, başka hiçbir etken olmayan durumda aslında enflasyonu düşürücü etkiye sahip ancak diğer etkenlerle birleştiğinde enflasyon üzerinde gerçekten de artış yönünde bir etkide bulunabiliyor. Kredi kartlarını kolay finansman olmaktan çıkarmak yerine dengeleyici politikalar, geçiş yapmayı daha kolay kılabilir gibi gözüküyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: